1 Nisan 2024 Pazartesi

Değiller

“Sinyaller” isimli kaydın ikinci sayfasındayım ve ilk sayfada ne olduğunu hiç hatırlamıyorum. 2011’de yazdığım bir yazıyı okuyunca “vay be” dedim “vay be, birini kendime bu kadar yakın hissetmiş olmam gerçek miymiş?”

Çoğu zaman verili olanı sorgulamadan alırız güvendiğimiz bir kaynak varsa. Ne olacak, o kadar enerjimiz yok her şeyi sorguya tabii tutacak. Fakat aramızda ontolojisi bozuk -ya da haydi zayıf diyelim- olanlar çıkıyor. Kendimi çokça hırpaladığım dönemler en yaratıcı olduğum dönemlerdi sanıyorum. Çilesini çekiyordum ama o zamanlar fark edemediğim entelektüel bir sefa da sürüyormuşum. Şimdilerde sadece öldürdüğüm vakitleri mesela, o zamanlar da öldürüyormuşum ama her bir bıçak darbesine ne şiirler yazıyormuşum, ne allayıp pullamalar, neler neler. Şimdi? Şimdi cümle kurmam zaruri değilse ki çoğunlukla değil, kurmuyorum. Ne yazık ki çürümüş şeyler çoktan çöpe atıldı Danimarka Krallığında. Leşi bile yok bakıp da mide bulandıracak. Bu sessizlik de insanı süründürüyor.

Aman neyse Hamlet’i hep aptal bulmuşumdur zaten.

29 Mart 2024 Cuma

Şahap ve ihmal edilmiş bütün çocuklar

Şahap küçücük bir çocuk. Fakat insan insandır. Küçük de olsan kırılırsın, korkarsın, kızarsın. Şahap’ın küçücük aklının, benliğinin gösterdiği tüm tepkiler kalbimi kırıyor. Ben birkaç haftadır küçük E.’ye ağlarken onu koruyamamış olmanın acısını da çektim. Şahap’a ağlarken de aslında küçük E.’ye sarılıyorum içimde. Yaşadığı hiçbir şeyin onun suçu olmadığını, onda hiçbir kusur olmadığını, bugün olduğum kişiyi de aslında o küçük E.’yi kendimce koruma çabamdan inşa ettiğimi düşünüyorum. Düşünüyorum ve bir yandan da Şahap’a ağlıyorum. Onu anlamayan herkese, beni anlamayan herkese içimde kocaman bir öfke duyuyorum. Filmin kötü olması da durdurmuyor beni, onun onu tutacak, anlayacak, sevgisiyle sakinleştirecek insana kavuşmasına öyle derinden mutlu oluyorum ki… İçinden çıkamadığım, kendimle ilgili her şeyin, bir anda kolayca çözülmesini nasıl isterdim. İpini koparan inci taneleri gibi özgür, hafif. Ne zor insan olmak. Ve yaşamak.



28 Mart 2024 Perşembe

Bir Açık Kalp Ameliyatı Değil

Bazı şeylere karar vermek yeterince zor. Ne hissedeceğimi de bilmiyorum ne düşüneceğimi de. Bazen içimi bir heyecan kaplıyor ama mutlu bir heyecan değil. Kendime olumlu telkinlerde bulunmak istiyorum ama o kadar aptallaşamıyorum, inanacak kadar aptallaşamıyorum. Bazen bağır çağır ağlamak istiyorum ama uygun ortam bulamıyorum. Toplumsallık zor. Onca zaman, onca emekle inşa edilmiş o personaları yıkmak çok zor. Neydim? Hiçbir şey. Hiçbir yol katedememiş bir düşkün. Bir zamanlar "E. The Great" dönemi yaşatmış gibiyim kendime. Ama tam olarak ne vardı orada, ne olmuştu, nasıldım, hatırlamıyorum. Nasıl oldu da bu insan haline geldim, hatırlamıyorum. Elimdekinin kıymetini mi bilemedim ben? Olduğum kişiye değer vermedim de kendimi kaybetmekle mi lanetlendim? Ne oldu? Hepsini anlamak için nereden başlamam lazım benim? Tüm o incelikler nereye gitti, nereden bulacağım?